Prof.Dr.Oğuz Oyan, 2023 Haziran’ından bu yana Türkiye’de örtülü bir IMF programı uygulandığını belirtti, “1980’lerin ‘başka bir alternatif yok’ çizgisindeyiz yeniden.” diye yazdı. Ekonomi yönetiminin bu aşamada emeklilerin taleplerini karşılamasının zor göründüğünü ifade eden Oyan’ın “Sağın ekonomik kriz üretme potansiyeli” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“2024 Uygulamaları Emeklilerden Başladı: Çıkış Var mı?
Seçim ortamına rağmen emekli maaşlarındaki çok sınırlı artışlar iktidarın çıkmazını gösteriyor. Özellikle son iki yılda ekonomi öylesine büyük bir açmaza sokuldu ki, IMF’nin ortodoks programları aleyhine atıp-tutan Saray ve ekonomi yönetimi, Mayıs 2023 seçimlerinden sonra 180 derece dönüş yapmaya mecbur kaldı. O kadar ki, devir-teslim töreninde önceki bakan Nebati’nin ağzından ‘çok şükür’ sözcükleri dökülüverdi.
Ayrıntısına burada girilecek değil, ancak hazirandan itibaren örtük bir IMF programı sahneye tüm haşmetiyle çıkıverdi. Artık neoliberalizmin çıkış yaptığı 1980’lerin ‘başka bir alternatif yok’ çizgisindeyiz yeniden. Parasal sıkılaştırmada hâlâ boşluklar olabilir ama gene de en hızlı bu alanda yol alındı, çünkü maliye politikalarında kontrolü tam olarak ele almak için geçmiş tahribatın izlerinin silinmesi lazım ama bunun için hem süreye hem de seçim konjonktürünün geride bırakılmasına ihtiyaç var.
Seçim sürecinin çalışıyor olmasına karşın, memur ücretlerinde ve asgari ücrette de yeterli artış yapılmadı. Ancak, gene de seçime kadar idare edebilecek. İş emeklilere gelince, tıpkı Temmuz 2023’te olduğu gibi, Saray ve yeni ekonomi yönetiminin eli bu kesimlere gitmiyor. Çünkü emekliler hem örgütlü bir hareket oluşturamıyorlar (emekli mitinglerine katılıma bakınız) hem de iktidar kendilerini ne kadar dışlarsa dışlasın büyük çoğunluğu iktidarın siyasi/kültürel çemberinin dışına çıkamıyor.
Eh zaten emekliler aleyhine tüm mevzuat koşulları IMF-AKP işbirliğiyle oluşturulmuş durumda (Gerçi AKP öncesinden gelen IMF etkileri de var). Düşük aylık bağlama oranları, refah payından yoksun bırakma, yaşlılığa hak kazanma süresinin uzunluğu, vs. Bunların düzeltilmesi sonuçta Meclis’in eliyle olabilecek. Ancak, düzeltilmemesinin nedeni TBMM değil. Hiç sorumluluğu yok demiyorum. Ama asıl sorumluluk IMF politikalarına biat eden sermaye iktidarının emek karşıtı yüzünde. İktidarı elinde tutan (nihai belirleyici olan) Meclis’teki Cumhur ittifakı değil. İktidar yürütmenin elinde; onu da tek seçilmiş organ olarak Erdoğan temsil ediyor. Elbette yürütmenin diğer unsurlarını ve Meclis çoğunluğunu da kendi –değişken– meşrebine/siyasetine göre habire yenileyip kullanarak.
Tekrarlayalım. Meclis çoğunluğunun fiilen yasa yapma iradesi yok (2017 Anayasasıyla, Bütçe Kanunu dışındaki tüm yasaların TBMM üyelerinin önereceği yasa teklifleriyle yapılacağı düzenlemesi, göstermeliktir. AKP döneminde tüm yasa düzenlemeleri Saray üzerinden gelir; veya oranın onayına tabidir). Dolayısıyla, Türkiye Emekliler Derneği başkanının ‘Yüce Meclis’imizden beklentimiz, konunun tekrar değerlendirilmesi ve yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesidir’ açıklamasının bir değeri yok. Üstelik kendi üyelerine yanlış hedef göstermiş oluyor. Hedef Erdoğan olmalı. Yanına garnitür olarak IMF mutemedi Şimşek de eklenebilir tabii.” (HABER MERKEZİ)