“`html
İran’dan ABD Üssüne Saldırı: Gerçekler ve Sonrası
Bugün The New York Times gazetesinde yayımlanan bir habere göre, İran, Katar’daki ABD askeri üssüne yönelik füze saldırısı gerçekleştirmeden önce çeşitli çıkış yolları aramaktaydı. Bu konuda, İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’nin olağanüstü toplantısında, ABD’nin olası saldırılarına nasıl karşılık verileceği tartışıldı.
Neden El Udeyd Üssü Tercih Edildi?
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD’ye karşı bir tür misilleme yapılmasını emretti. Yetkililer, Hamaney’in, yanıtın belirli sınırlar içinde kalmasını, böylece genel bir savaşa girmemek gerektiğini vurguladığını aktardı. İran, belli başlı Amerikan hedeflerini vurmayı arzularken, aynı zamanda ABD’nin yeni saldırılarını önlemek için temkinli olunması gerektiğinin de altını çizdi.
Devrim Muhafızları’nın sözcüleri, El Udeyd Hava Üssü’nün iki ana nedeni olduğunu belirtti. Öncelikle, bu üs bölgedeki en büyük Amerikan askeri tiyatrosu olması, ardından ise Katar’ın İran ile olan yakın müttefikliği nedeniyle hasarın asgari düzeyde kalması ihtimaliydi.

Trump, Mayıs ayında El Udeyd Hava Üssü’ndeki Amerikan askerlerini ziyaret etmişti.
Saldırıdan Önceki Gelişmeler
Habere göre, saldırıdan kısa bir süre önce İran, aracılar aracılığıyla Katar’a saldırı düzenleneceği konusunda bir mesaj göndermişti. Bu gelişmenin ardından Katar hava sahası kapatıldı ve Amerikalılar uyarıldı.
Tahran yönetimi olayı, “Amerikalıların İran’a yönelik saldırılarına verilecek bir yanıt” olarak sundu. İran Silahlı Kuvvetleri’nin sözcüsü, Devrim Muhafızları’nın bu saldırıyı gerçekleştirildiğini duyurarak, “Düşmanlarımızı uyarıyoruz: Vur-kaç dönemi sona ermiştir” dedi. İran medyasında da emperyalist güçlere karşı kazanan bir stratejiden bahsedildi.
Ancak yetkililer, sınırlı bu saldırının ve önceden yapılan uyarının, Başkan Trump’ın geri adım atmasına neden olmasını umuyorlardı. Eğer Trump geri çekilirse, İran da benzer bir adım atmayı planlıyordu.
İranlılar, Washington’un İsrail’e İran’a yönelik saldırıları sona erdirmesi konusunda baskı yapabileceği yönünde bir beklentideydiler. (Tahran’da yaşayanlara göre, İsrail’in saldırıları hâlâ devam ediyordu.)

Bu görüntü, 18 Haziran’da İsrail’in Tahran’a düzenlediği saldırı sonrası çekilmiştir.
Trump ve İran Arasındaki İletişim
Yetkililer, Katar’daki Amerikan üssüne yönelik düzenlenen saldırının arka planında, hiç kimsenin yaralanmaması gerektiği yönünde bir plan yattığını vurguladılar. Herhangi bir kayıp, ABD’nin karşılık vermesine neden olabileceği için endişeliydiler.
Trump, saldırının ardından yaptığı açıklamada, İran’ın ateşlediği 14 füzeden 13’ünün başarıyla düşürüldüğünü ve can kaybı yaşanmadığını vurguladı. Ayrıca, Trump, İran’a “erken uyarıda bulundukları için” teşekkür etti ve böylelikle herhangi bir can kaybının olmamasıyla sonuçlandığını ifade etti. Kısa bir süre içinde, Trump İran ile İsrail arasında bir ateşkesin yakın olduğunu duyurdu.
Zafer İddiaları ve Savaşın Geleceği
Uluslararası Kriz Grubu’nun İran uzmanı Ali Vaez, başarılı bir ateşkesin her iki taraf için de sorunları hafifleteceğinin ve daha büyük bir çatışmanın önüne geçeceğinin altını çizdi. Vaez, “ABD, İran’ın nükleer programı üzerinde etkili olduğu konusunda belirsizlik yaşayabilir. İsrail, İran’ı zayıflattığını savunabilirken, İran da savaşı sürdürmeden direnç gösterdiğini belirtebilir” dedi.

İran, Uzun Süreli Bir Savaş İstemiyor
The New York Times’a göre, İran geçmişteki savaş deneyimlerinden hareketle daha fazla çatışma istemiyor. Ülke içinde savaşın ekonomik sonuçları toplumu olumsuz etkilemeye başladı. Ulusal Kalkınma Partisi’nin lideri Sadık Nevruzi, Tahran’da yaptığı açıklamada, “Savaşın sürdürülmesi için ne ekonomik gücümüz ne de kamu desteğimiz var” dedi.
Devrim Muhafızları’na yakın olan uzmanlar, bu noktada savaşı durdurma yönünde çağrılarda bulunmaya başladılar. Örneğin, Devrim Muhafızları’yla yakınlığıyla bilinen analist Kerim Caferi, sosyal medya üzerinden, İran’ın dikkatini ABD ile değil, İsrail ile savaşa vermesi gerektiğini belirtti.
Gelecek Ne Getirebilir?
Sonuç olarak, bundan sonra ne olacağı büyük soru işareti. Dünyanın güvenli bir nefes alması mümkün olacak mı? Batılı güçler, İran’ın uranyum stoklarının geleceği hakkında net bir bilgiye sahip değiller. “İran uranyumunu daha fazla zenginleştirebilir mi? Çatışmalar devam eder mi yoksa müzakerelere mi dönülür?” gibi sorular yanıt bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde, İran’ın El Udeyd Hava Üssü’ne yönelik saldırısının ardından Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ülkesine yönelik saldırının beklenen hedeflere ulaşmadığını ifade etti. Erakçi, “Evet, zarar verdiler ama bizi nükleer kapasitemizden mahrum bırakmayı başaramadılar” dedi.
“`