Dünyada mültecilere karşı iyimser bakış azalıyor

Ipsos Araştırma ve UNHCR, Türkiye’nin de içinde bulun­duğu 52 ülkede 33 bin 197 ye­tişkinin katılımı ile bir araştırma yaptı. Dünya Mülteci Günü’ne özel yapılan çalışmada, mülteciler ko­nusunda global iyimser bakış or­talamasının yıldan yıla azaldığı or­taya çıktı.

“Savaşlar ve uğradıkla­rı zulüm sebebiyle insanlar, kendi ülkeleri de dahil olmak üzere, diğer ülkelere sığınma haklarının olması konusunda” küresel kamuoyunda güçlü bir görüş birliği varlığını sür­dürürken, her yıl yenilenen araştır­malarda bu görüş birliğini temsil eden oranların düştüğü izlendi.

Araştırmadan çıkan temel bul­gular ise; savaştan veya zulüm­den kaçanlara sığınma sağlama konusunda dünya çapında des­tek büyük oranda devam ediyor. Araştırmaya katılanların yakla­şık dörtte üçü (%73 – ülkeler orta­laması) savaştan veya zulümden kaçanlara sığınma sağlama konu­sunda destek verilmesi gerektiği­ni ifade ediyor. Tutumlar farklılık gösterse de, araştırmaya katılan­ların yarısı, mültecilerin topluma entegrasyonunu destekliyor.

Bazı ülkeler ise daha az olumlu bir tutum sergiliyor. Araştırmada yine mültecilerin uyum yetenek­leri ve genel katkıları hakkındaki endişeler de dile getiriliyor. Ülke­ler ortalamasında bireylerin üçte biri mültecilerin ülkenin iş gücü­ne, ulusal ekonomisine ve kültü­rüne olumlu katkıda bulunacağı­nı düşünürken, üçte biri ise bunun tersini düşünüyor. Araştırma ay­rıca, özellikle büyük mülteci nüfu­suna sahip ülkelerde, mültecilerin ulusal güvenlik ve kamu hizmetle­ri üzerindeki etkisi konusunda en­dişeleri de ortaya koyuyor.

Mültecilere destek azalıyor

Yasa dışı yollarla göçe engel ol­mak için aranan çözümler, bu doğ­rultuda ülkelerin yapmış olduğu çözüm arayışları ve ülkeler ara­sı anlaşmalar farklılıklar gösterdi. Ipsos’un 52 ülkede yaptığı araştır­mada; Kenya yüzde 93, Yunanis­tan yüzde 81, İngiltere yüzde 75, Al­manya yüzde 74, Amerika yüzde 70 ve Türkiye’nin yüzde 57 oranında ulusal güvenlik önceliği ilkesi ile desteklerinin azaldığı gözlemlendi.

Araştırmada, mülteciliğe baş­vuranların savaştan kaçan gerçek mülteciler olmadıkları düşünülü­yor. Mülteci olarak başvuran ya­bancıların; savaştan kaçan gerçek mülteci olmadıkları, daha rahat bir yaşama kavuşmak için geldik­leri düşünülüyor. Küresel orta­lamada bu şekilde düşünenlerin oranı yüzde 61 olarak ölçüldü.

Her 10 kişiden 6’sı; ülkelerine mülte­ci olarak gelen yabancıların eko­nomik nedenlerden ötürü veya ülkelerinin sunduğu refah yaşam imkanlarından yararlanmak için geldiklerini düşünüyor. Bu oran; Peru’da yüzde 80, Bulgaristan’da yüzde 72, Türkiye’de yüzde 70, Yu­nanistan’da yüzde 65, Fransa’da yüzde 63, Japonya’da yüzde 47.

Türkiye’nin %77’si kapıların kapatılmasını istiyor

Ipsos araştırmasında, mültecile­re karşı tutumlarda küresel kamu­oyunda karışık bir resim çiziliyor. Araştırmanın yapıldığı ülkelerde, kişilerin savaş ve zulüm nedeniy­le sığınma talebi haklarının olma­sı konusunda yüksek oranda des­tek görülüyor.

Öte yandan pratikte ise insanların ülkelerine daha fazla mülteci kabul edilmesi konusunda o kadar da istekli olmadıkları be­lirtiliyor. Kapıların tamamen ka­patılması gerektiği düşüncesi de mevcut. Küresel ortalama yüzde 44 ile bu görüşü destekliyor. Tür­kiye mültecilere kapıyı tamamen kapatma konusunda yüzde 77 ile ilk sırada görünüyor. Diğer ülkeler­de de oranlar şöyle: Almanya yüz­de 50, Amerika yüzde 48, İngiltere yüzde 44, İtalya yüzde 39.

Mülteci kabulü, ülke kapasitesinin üstünde

Mülteci alımına ilişkin kamu­oyu görüşleri ülkeler arasında önemli ölçüde farklılıklar göste­riyor. Özellikle global kamuoyu ta­rafından öne çıkan baskın görüş, mülteci kabulünün kendi ülkesin­de zaten alması gerektiğinin üze­rinde bir sayıda gerçekleştirildiği yönünde… Bu anlamda duygular zorlayıcı ve listenin ilk sırasında yüzde 83 ile Türkiye, yüzde 81 ile Lübnan ve yüzde 76 ile Yunanistan var. Pakistan, Japonya ve Güney Kore ise zıt bir görüşe sahip. Kabul ettikleri kapasiteye uygun yapıda olduklarına inanıyorlar.

Mültecilerin ikamet ve kalıcı başvuruda bulunması, vatandaş­lık edinme haklarını desteklen­mesi veya sınırlı erişim imkan­larına sahip olması konusunda da ülkeler arası kamuoyu değer­lendirmelerinde farklılıklar var. Kenya ve Uganda, tam erişimi aile bütünlüğü için desteklerken; Şi­li, Etiyopya ve Finlandiya sınırlı erişimden yana. Mültecilerin ika­met ve kalıcı başvuruda bulunma­sı, vatandaşlık edinme haklarını desteklenmesi veya sınırlı erişim imkanlarına sahip olmasına karşı çıkanların en yüksek olduğu ülke­ler: Türkiye yüzde 50, Lübnan yüz­de 44 ve Malezya yüzde 39.

Mülteciler için yapılan yardım yetersiz bulunuyor

Dünya genelinde mülteciler ço­ğunlukla gelişmiş varlıklı ülkele­re değil, kendilerine en yakın ül­kelere taşınıyor. Mültecilerin çoğunlukta olduğu ülkeler düşü­nüldüğünde ve o ülkelere yapılan uluslararası yardımlar değerlen­dirildiğinde küresel ortalama yüz­de 37 ile uluslararası yardımları yetersiz bulunuyor. Etiyopya, yar­dımları yetersiz bulan ülkeler ara­sında ilk sırada yer alırken, Yuna­nistan yüzde 72, Türkiye yüzde 43 ile yardımları yetersiz buluyor.

‘’Ülkelerin kaynak aktarması gereken yakıcı bir konu’’

Çoklu kriz döneminde dünyanın dengesini sarsan etkilerden biri de göç gerçeği olduğunu kaydeden Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik, ülke içi, ülkeler arası göçler toplumların demografilerini, ekonomilerini, sosyal dengelerini ve geleceklerini etkilediğini söyledi. Yurtlarından ayrılan insanlar göçmen, düzensiz göçmen, mülteci, şartlı mülteci, sığınmacı gibi pek çok uluslararası tanım ile sınıflandırıldığını belirten Gedik, ‘’Ancak tüm bu tanımlar ve aralarındaki farklar, gittikleri yeni şehirlerde veya ülkelerde onlara bakışı pek de etkiliyor diyemeyiz.

Döneme ait güncel konjonktürün de göç etmiş insanlara bakışı etkilediğini belirtmek lazım, Suriye, Rusya-Ukrayna, Flistin- İsrail savaşı derken savaşlar nedeni ile canlarını kurtarmak amacı ile diğer ülkelere göçenler Dünyanın pek çok ülkesinde savaştan kaçanlara daha anlayışlı bir yaklaşıma neden oldu. Ipsos 52 ülkede yaptığı araştırmaya katılanların dörtte üçü “savaştan veya zulümden kaçmak için sizin ülkeniz dahil olmak üzere başka ülkelere sığınabilmelidir” fikrini destekliyor.

Suriye’deki savaştan kaçarak sığınmış milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’de ise bu fikre katılım oranı %57, yüksek bir oran, ancak buna rağmen 52 en düşük 5. oran olması da dikkat çekici. Göç her ne neden ile gerçekleşiyor olursa olsun, insanların atalarının yurtlarından keyif için göçmediklerinin bilincinde olmak gerekli. Biraz kazıdığımızda altından hayati risklerin, gelir adaletsizliğinin, fırsat eşitsizliğinin, sömürünün çıkacağını görmeliyiz. Ülkelerin başa çıkması, yönetmesi, kaynak aktarması gereken yakıcı bir konu’’ dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

x